Hepimizin bildiği üzere YGS günü hızla yaklaşıyor. Günler sayarken artık saatler sayıyoruz. Yıllarca depoladığımız bilgiyi ortaya koyacağımız ve bizi yeni bir yola çıkaracak olan bu sınav hayatımıza yön verecek. Öncelikle değinmek istediğim nokta şu son günlerinizde saat hatta dakika saymak yerine kalan eksiklerinizi tamamlamalı ve denemelerle bunu pekiştirmelisiniz. Biliyorum yavaş yavaş stres artıyor, kafanız sorularla karmaşıklığa gömülü. Yapamazsam, unutursam, yetiştiremezsem düşüncelerinin sizi yiyip bitirmesine izin vermeyin. Bunun için birkaç öneri sunmak istiyorum.
Sınav bilinciniz oluştuğundan beri devamlı çalıştınız. Önce iyi bir lise için çabaladınız sonrasında ise üniversite ve gelecek hayalleriyle dolarak azimlenip gece gündüz demeden belki ağlayarak belki sızlanarak o masada yıllarınız geçti. Şimdiyse evet geleceğinize bir adım olan sınav geldi çattı. Herkes birşeyler sölüyor. Aileniz, arkadaşlarınız, akrabalarınız, sevgiliniz, eşiniz, dostunuz… Her kafadan bir ses var ve sizin o kadar düşünceyle boğulmamanız büyük bir başarı olurdu. Şimdi gelelim yapmanız gerekenlere.
1)Kulaklarınızı kapatın.
Her ne olursa olsun konu eksiğiniz olsa dahi duymayın kimseleri, yetiştiremezsin diyenleri. Bir soru bile size 1 yanlışı aratırken 4 doğru kazandırır. Güvenin kendinize. Olumsuz düşüncelere yer vermeyin. En önemlisi de moraliniz bozuk dahi olsa öncelikli kendinizle konuşun. Çünkü inanın bana sizi en iyi tanıyan yine sizsiniz.
2)İnstagram’dan uzak durun.
Herkesin çalışma prensibi bir değil. E doğal olarak son gün çalışanı var, son 1 ay başlayanı var, son hafta bırakıp kafa dinleyeni var, e var da var. Bununla birlikte instagramda study bloggerlarımız görsel paylaşımını bırakmayacaktır. Sizde “tamam ben artık hazırım” demişken onları görüp de “acaba dün çalışmamakla aptallık mı ettim, yok yok ben en iyisi sınav sabahı bile çalışayım, evet evet kalkayım ben” demeyin. Unutmayın başarmak için inanmalısınız. Hem kendinize, hem de başarıyı bulabileceğinize. Bu yüzden çevre sizi etkilemesin.
3)Bunaldığınızda, duvarlar üstünüze üstünüze geldiğinde üşenmeyin dışarı çıkın ve yürüyün.
Yürümek. Doğa ve toprak ile bedeninizi buluşturmak. Oksijeni bolca ciğerlerinize doldurmak. İnanın bana her şeyden çok daha iyi gelecek. Gökyüzüne bakın, bulutları seyredin ve “başarabilirim” diyerek tekrarlayın. Gerçekten bu kelimeye inanana dek tekrarlayın. Utanmayın çekinmeyin isterseniz haykırın. BAŞARABİLİRSİNİZ.
4)Unutmayın o üniversite sizin hakkınız.
Evet yanlış okumadınız, bu sizin başarınız olmakla birlikte hakkınız da. Bir çocuğa çikolata gösterip de vermek için uğraştıran kötü karakter gibi hayat. Eğer o çikolatayı almak için elinizden gelebilecek herşeyi yaptıysanız, bu sizin hakkınız. Beyninizin size naz yapmasına izin vermeyin. Onunla birlik olun ve hakkınızı hayata yedirtmeyin.
5)Hayal kurun, dans edin, gülümseyin.
Alın tabletinizi/telefonunuzu elinize. Açın istediğiniz üniversitenin web sayfasını. Görsellerine bakın. Youtube’da istediğiniz bölümü yazın ve çıkan videolarda illa ki o bölümü okuyanların yorumu olacaktır. İzleyin sonuna dek. Sonrasında ise gözlerinizi kapatın ve hayal edin. O üniversitenin bahçesinde yürüdüğünüzü, elinizdeki kitapları, o kaldırımı, hatta ve hatta okula giderken yağmurda kışta nasıl sızlanacağınızı hayal edin. (ne kadar da güzel değil mi?)
Vazgeçmeyin. Hayata karşı çabalamaktan, başarıya koşmaktan ve tüm kötü şanslara karşı direnmekten vazgeçmeyin.
UNUTMAYIN! Yaşam koskoca bir sınav ve hayat YGS/LYS’den, üniversiteden ibaret değil. Korktuğunuz oflayıp pufladığınız şeylerin hayalini kurmaya bile cesaret edemeyenler var hatta mutsuz olduğunda gökyüzüne bakmaya çalışsa da gördükleri karanlıktan ibaret olanlar… Herşeyiyle yaşamınızın kıymetini bilin. Tüm çabalarınıza rağmen hayal ettiğiniz yerde değil de bambaşka bir yerde bulursanız kendinizi yine de üzülmeyin. Hayat sürprizlerle dolu. Emeğiniz bir şekilde size geri dönecektir
Kaynak:lolostudies